Üzgün ve bitik ruh,
Ölmüş içine çökmüş.
Bitmiş ve içini dökmek için sayfa açmış.
Sayfa güzel, Büyüyor sayfa.
Hav havı paylaşıyor orada.
Bir deli, gıcık, çirkin yanıt veriyor.
Yanıt vermek istemiyor, yanan.
Yanıt veriyor, gıcık oluyor.
Çirkin biri, havalı ve gıcık.
Ama en çokta muhteşem.
Ben körüm ki görmüyorum onu.
Kaçıyor ve gidiyor.
Günler, günler geçiyor.
Onun yazmasını bekliyorum her an.
Her gece, her saniye.
"Yaz miniğim, yaz diye."
Günler geçti,
Ama aylar değil.
Onu tanıdım, yollardan önce.
Doğmadan tanımışım onu meğerse.
Ama bilmedim, anlamadım.
Film önerdi bir tane.
Kalp atışı belki bizi yaklaştıran.
Onun önerisi, onun fikri, onun seçimi.
O yaptı bizi arkadaş, belki de ikiz.
Onun tercihi ve seçimi.
Akımdı o, bende oldum, tekne uydum.
İlk başta sevmedim, korktuk.
Tanıdım onu, sevdim yavaş yavaş.
Sevmedi sandım bir ara.
Uzaklaşmak istedim, onu üzmemek için.
O çağırdı yeniden beni yanına.
Bağımlı oldum ona.
Bağımlılıktan beter.
Buldum aslında, Kendimi sende.
Ama bir şey eksikti bizde.
O eksik ise benden ve sendendi.
O eksik neydi hiç bilmedim.
Yapbozduk biz çünkü.
İkimiz birlikte olunca, iki parça gibi.
Tek olduk, bir beden gibi.
Eksikleri kapattık, birbirimizi tamamladık.
Bir olduk ama olamadık asla iki.